top of page

Ne Geçmişte Ne Gelecekte: ANDA KALMAK

  • mileapsikoloji
  • 16 May
  • 2 dakikada okunur


İnsanlar zamanlarının çoğunu geçmişi veya geleceği düşünerek geçirebiliyor. Anda kalmak, bu yaygın zihinsel meşguliyetin tam tersi ve psikolojik sağlığımız için hayati öneme sahip bir beceri.

Peki, anda kalmak ne demek? Aslında bu kavram, şimdiki anı tam anlamıyla deneyimleme sanatıdır. Tıpkı bir çocuğun oyun oynarken tamamen o ana dalması gibi, yetişkinler için de aynı odaklanma hali mümkündür. Yürüyüş yaparken ortamın tadını çıkarabilmek, kahve modası verirken kahvenin tadına varabilmek.


Geçmiş ve Gelecek Arasında Sıkışmak

Zihnimiz zamanımızın çoğunda geçmişle veya gelecekle meşgul oluyorsa, duygusal dengemizi korumakta zorlanırız. Zihinsel meşguliyet odaklanma ve uyku problemlerine, enerji kaybına, şimdiki anı kaçırmamıza sebep olur.

Özellikle travmatik deneyimler, anda kalmanın en büyük engellerinden biridir. Bu deneyimler sonucunda kişiler geçmişteki olumsuz olayların hatıralarını istemsizce tekrar tekrar yaşar ve bu hatıralar üzerine düşünürler. Genellikle travmatik olaylar gelecekle ilgili de olumsuz düşünceler getirir. Kişiler tüm felaket senaryolarını akıllarından geçirir, ‘Yarınki sunumda yanlış bir şey söylersem’ gibi. Ardından bu olasılıkları ortadan kaldıracak çarelerle gün boyu meşgul olurlar.


Şimdiki Anın Farkına Varmak

Öncelikle anda kalmayı engelleyen durumları tespit etmek gerekir. Aklımızdan geçenler neler? Zihnimiz nelerle daha çok meşgül oluyor? Bunları bir kağıda dökmek farkındalık düzeyimizi artırabilir.

Duyusal farkındalık geliştirmek en işlevli olan kısımlardan biridir: etrafımızdaki renklere, nesnelere, seslere, kokulara, tatlara, rüzgarın veya bastığımız yerin hissine odaklanmak anda kalmamızı kolaylaştırır. Oturduğunuz koltuğu hissedin. Etrafınızdaki sesleri dinleyin. Odadaki kokuları fark edin. Yemek yerken, her lokmayı çiğnerken tadını, dokusunu ve aromasını hissedin. Duyusal farkındalık, zihniniz başka bir yere kaydığında sizi şimdiki ana geri getiren sağlam bir demirleme noktasıdır.

En yararlı yöntemlerden biri de nefes egzersizidir. Nefes alışverişinize dikkatinizi vererek başlayın, 4 saniyede nefes alın, nefesin bedeninizde nasıl hareket ettiğini fark edin, 7 saniye tutun ve 8 saniyede yavaşça ağzınızdan dışarı verin.

Mindfulness (bilinçli farkındalık) yaşanılan anın duygu, düşünce ve eylemlerine odaklanarak, onları yargılamadan izleyebilme becerisidir. Bu beceri, anı yakalamak için önemli bir araçtır. Bilinçli farkındalık, bizi otomatik pilot modundan çıkarmaya teşvik eder ve kendimizi daha iyi tanımamıza yardımcı olur.


Anda kalmak stresle baş etmemizi kolaylaştırır, kendimizi daha iyi tanımamıza olanak sağlar, uyku kalitemizi arttırır, odaklanma seviyesinin ve buna bağlı olarak da çalışma kalitemizi artmasına yardımcı olur.


Ne Zaman Destek Almalıyım?

İdeal olan zihnin sürekli şu anda, geçmişte ve gelecekte olması değil; üçünün arasında dengeli bir şekilde gezinmesidir. Yaşamı sürdürmenin büyük bir parçası, geçmişte yaşadıklarımızdan dersler çıkararak geleceğe doğru adım atmamızdır. İnsanlar gelecekle ilgili planlar yapar ve bazen kaygılanabilirler. Dönem dönem (örneğin iş/okul değiştirme) geleceğe yönelik kaygıların artması doğaldır. Eğer zihin günlük işleri olumsuz etkileyecek, stresle baş etmeyi zorlaştıracak kadar geçmişe veya geleceğe gidiyorsa bir psikolog veya psikiyatristle çalışılması önerilir.



Uzman Psikolog Sonay Aksungur

 
 
 

Commenti


bottom of page